Modern dünyada, Eskişehir Arkeoloji Müzesi her yaştan ve her koşuldan insan için büyük önem taşıyan ve ilgi duyulan bir konu haline geldi. Teknolojinin ilerlemesi ve küreselleşmeyle birlikte Eskişehir Arkeoloji Müzesi günlük hayatımızın çeşitli yönlerinde öncü bir rol üstlendi. İş, eğitim, kültür veya sosyal alanda Eskişehir Arkeoloji Müzesi tartışmalara, düşüncelere ve çelişkili görüşlere yol açtı. Tarih boyunca Eskişehir Arkeoloji Müzesi önemli kilometre taşlarına imza attı ve yaşama ve ilişki kurma şeklimizi önemli ölçüde etkiledi. Bu makalede, Eskişehir Arkeoloji Müzesi ile ilgili farklı yönleri keşfederek etkisini, gelişimini ve geleceğe yansımasını analiz edeceğiz.
Eskişehir Arkeoloji Müzesi, Eskişehir'de eski adı ile Hasan Polatkan Bulvarı, yeni adı ile Atatürk Bulvarı'nda bulunan müze.
Tarihçe
Müzenin temeli 1945 yılında çevreden derlenen eserlerin Eskişehir Alaaddin Camii'nde depolanmasına dayanır. Daha sonra 1966 yılında Odunpazarı'nda bulunan Kurşunlu Külliyesi'ne taşınmıştır. Müzenin şimdiki yerine taşınması ise, 1974 yılında gerçekleşmiştir. Müzede 18 bine yakın eser bulunmaktadır.
3. Salon: Taş eserler sergilenir. Bunlar, Roma ve Bizans dönemlerinden mermer adak heykelcikleri, heykeller, lahitler, Şarhöyük (Dorylaeum) Roma dönemi yer mozaikleri ve Babadat kazısı buluntuları.
Ayrıca müzede, yöresel giysiler ile birlikte etnografik malzemelerin sergilendiği bir etnografya bölümü ile mermerheykel, pişmiş toprak küp gibi parçaların sergilendiği bir bahçe bulunmaktadır.
Tadilat dönemi
Mayıs 2001'de müze tadilata girmiştir. Eti grubunun sponsorluğunu üstlenerek tadilatını gerçekleştirdiği müzenin adı Eskişehir Eti Arkeoloji Müzesi olarak değiştirilmiştir. 29 Ekim 2010 tarihinde tekrar ziyarete açılması planlanan müze 30 Mayıs 2011 tarihinde Başbakan Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın da bulunduğu bir törenle açılmıştır. Müzede TÜBİTAK’ın desteği ile ODTÜ tarafından geliştirilen dijital sergileme teknikleri kullanılımaktadır.