Yurtta sulh, cihanda sulh

Günümüz dünyasında, Yurtta sulh, cihanda sulh toplum için büyük önem taşıyan ve ilgi duyulan bir konudur. Yurtta sulh, cihanda sulh, insanların günlük yaşamları üzerindeki etkilerinden ekonomi ve siyaset üzerindeki etkisine kadar, sonuçları ve olası çözümleri hakkında küresel bir tartışmayı ateşledi. Bu makalede Yurtta sulh, cihanda sulh'in farklı yönlerini keşfederek kökenini, gelişimini ve gelecekteki beklentilerini analiz edeceğiz. Akıl sağlığı üzerindeki etkisinden çağdaş toplumdaki rolüne kadar Yurtta sulh, cihanda sulh, yaşamlarımızda kaçınılmaz olarak mevcut bir konu haline geldi ve kapsamını ve sonuçlarını anlamaya yönelik yansıma ve tartışmalara yol açtı. Kapsamlı bir analiz aracılığıyla bu makale, Yurtta sulh, cihanda sulh'e ışık tutmayı ve mevcut bağlamda önemini anlamamıza olanak tanıyan panoramik bir görünüm sunmayı amaçlıyor.
Sözün çeşitli dillerde yazılmış hali (Askerî Müze (İstanbul))

"Yurtta sulh, cihanda sulh" ilk defa Mustafa Kemal Atatürk tarafından 20 Nisan 1931'de seçim dolayısıyla millete beyannamesinde dile getirilmiştir: "Cumhuriyet Halk Fırkasının müstakar umumî siyasetini şu kısa cümle açıkça ifadeye kâfidir zannederim: Yurtta sulh, cihanda sulh için, çalışıyoruz."

Bu ilke 1961 ve 1982 Anayasalarında da yer alan Türkiye Cumhuriyeti'nin temel dış politika düsturudur. Devlet yönetiminde ve her türlü devlet faaliyetlerinde yönlendirici bir nitelik taşıyan, “Yurtta sulh, cihanda sulh'' ilkesi, sadece bir parola değil, aynı zamanda bir üstün hukuk kuralıdır. “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesi bir taraftan yurt içinde huzur ve sükûnu, güven içinde yaşamayı, diğer taraftan da milletlerarası barış ve güvenliği hedef tutar, ilke, hem iç politikanın, hem de dış politikanın temel dayanağıdır.

Dünyada olabilecek herhangi bir rahatsızlığın herkese zarar verebileceğini, bu yüzden de milletlerin diğer milletlerin sorunlarına kayıtsız kalamayacağını ifade eden Atatürkçülüğün bütünleştirici ilkelerindendir. “Yurtta sulh, cihanda sulh” en geniş ve yaygın anlamıyla teknik bir deyim olan kolektif güvenliği, milletlerarası barışın korunmasını ve devamlılığını da ifade eder.

"Yurtta sulh, cihanda sulh" sözü, günümüz Türkçesinde "Yurtta barış, dünyada barış" şeklinde de söylenir.

Kaynakça

  1. ^ Mehmet Gönlübol, Atatürk’ün Dış Politikası; Amaçlar ve ilkeler, Atatürk Yolu, 1981, s. 269.
  2. ^ Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, C. IV, (1917-1938), s. 549-552.
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2012.